SİYAHİ TASARIMCILAR VE MODA SEKTÖRÜ

Telfar Clemens

Moda sektörü de ardı arkası gelmeyen akıl almaz olayların ardından; ırkçılığa karşı, sistemik değişime yön vermek adına ayrıcalıklarını ve gücünü kullanma konusunda yeni bir görev edindi. Bu görev, aslında uzun yıllardan beri birey ve sektör olarak hep hayatımızda olan bir kavram. Fakat, geçmişten günümüze kadar moda alanındaki siyahi tasarımcıların ve modellerin maruz kaldığı ayrımcı yaklaşımlar bu dönemde tekrar odaklanmamız gereken bir durum olarak, sektördeki birçok kişiyi kaynağını geçmiş konulardan alan yeni tartışmalara sürüklemeye devam ediyor. Özellikle ABD’de, Afrikalı Amerikalı tasarımcılar hala inkar edilemez, kırılması güç engellerle karşı karşıya. Siyahi tasarımcılar Amerikan moda sektörünün zirvesine yükselmek için mücadele etmeye devam ediyorlar. Stephen Burrows ve Geoffrey Banks seçkin kariyerlerinde önemli aşamalar kaydetse de, Calvin Klein, Ralph Lauren ve Diane Von Furstenberg gibi, hem markalarının büyüklüğü hem de tanınma açısından aynı başarı seviyesine ulaşamadılar. Bu duruma benzer bir diğer örnek ise, Koleksiyonunu 2013’te başlatan Charles Harbison. Medyada ses getiren başarısına, Beyonce ve Solange Knowles’ın tasarımlarını giymesine rağmen, şirketi ürünlerini geliştirmek, üretmek ve pazarlamak için gereken finans desteğini sağlayamıyor. Eski ABD’li First Lady Michelle Obama’nın gözdesi olan Tracy Reese ise, 22 yıldır sektörde olan başarılı bir tasarımcı. Şirket sermayesinin yarısı ise yatırımcılar birliğine ait. Reese, siyahi topluluktan daha fazla yatırımcının katılımının, siyahilerin sahip olduğu moda markalarının hayatta kalma oranlarını iyileştirmeye yardımcı olabileceğine inanıyor.

Karşılaştığımız örneklere şahit oldukça, ileri görüşlü insanların değişim ve düzenlemelere aç olduğu bir dönemde olduğumuzu görebiliyoruz. Moda sektörü, ırkçılık konusunda birçok olumlu adıma destek olabilir. Marka yöneticilerinin siyahi tasarımcıları tercih etmesi ve perakende alanında satın alma uzmanlarının siyahi tasarımcıların koleksiyonunu takip edip, tercih etmesi bu adımlardan birkaçı. Zira, sektördeki siyahi tasarımcılar artmadıkça, bu döngü aynı kalmaya devam edecek.

Pyer Moss

Son birkaç yıldır, Amerikan moda endüstrisinin siyahi tasarım topluluğuyla daha iyi etkileşim kurmak için çaba gösterdiği aşikar. Pyer Moss’tan Kerby Jean-Raymond, Laquan Smith ve Telfar’dan Telfar Clemens (2017 CFDA / Vogue Moda Fonu ödülünün sahibi), son zamanlarda moda kuruluşları tarafından desteklenen siyahi tasarımcılar. Nike ile Virgil Abloh, adidas ile Kanye West, Reebok ile Pyer Moss.. Siyahi tasarımcıların sneaker ve sokak giyimi sektöründeki değeri tartışılmaz. Azede Jean-Pierre, Recho Omondi, Jerome LaMaar, Omar Salam of Sukenia, Fe Noel, Kimberly Goldson, Sammy B ve Mimi Plange  ise sektörde öne çıkan diğer başarılı siyahi tasarımcılardan birkaçı.

Peki, moda sektöründe “siyahi tasarımcı” olarak etiketlenmenin, kendi zorluklarını ortaya koyup çıkarması, genç yetenekleri sektörde yankı uyandırmak için en azından kamuoyu önünde siyahi kültürden uzaklaşmaya teşvik mi ediyor?  Bazılarına göre ise “Siyah tasarımcı” diyerek, belki de sorunu daha da belirginleştiren doğal algılanan bir ötekilik söz konusu olabilir. Yine de, hangi etiketleri kullanırsak, kullanalım bu döngüdeki temel sorun, dünya genelinde tüm sektörlerdeki ırkçılık kavramı son bulmadıkça ne yazık ki etkisini sürdürmeye devam edecek. Birey olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı herkesin sorumluluğu olduğu gibi, sektör olarak moda ve medyanın atacağı olumlu adımların da algıları onarmaya katkı sağlayacak olması bugün ve gelecek adına güzel bir umut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir