KADIN SANATÇILARLA 2021’İN SANAT TRENDLERİ

1971 yılında, kadınları başarılı sanatçılar olmaktan alıkoyan birçok kurumsal ve kültürel engeli belirtme amacıyla Linda Nochlin polemikli bir şekilde sordu; “Neden büyük kadın sanatçılar olmadı?”. Geçmişteki ve günümüzdeki zorluklara rağmen başarılı olan birçok kadın sanatçıyı bu yazımda bir araya getirdim. Dünyanın farklı yerlerinden farklı geçmişleri temsil eden bu kadınlar, ortak bir şeyi paylaşıyor; kadınları desteklemeye ve hikayelerini sanat yoluyla paylaşmaya olan bağlılıkları…

DOĞAYA DÖNÜŞ

2020’de bitmek bilmeyen olumsuzlukların etkisiyle; dünyanın dört bir yanında insanlar, teselliyi doğada bularak daha yeşil ve açık alanlara yöneldiler. Bu dürtü, açık havanın sembolize ettiği özgürlüğün yanı sıra doğanın sunduğu renkleri ve formları da çağdaş sanatçıların yeni eserlerinde yoğun bir şekilde ortaya çıkarıyor. Doğaya dönüş, 2020’nin endişe dolu ön görülemezliğinden ortaya çıkmasıyla tanık olduğumuz temalardan biri olarak 2021’de de karşımıza çıkmaya devam edecek.

Marina Perez Simão

Brezilyalı sanatçı Marina Perez Simão, anılarını ve deneyimlerini duygusal soyut manzaralara çevirerek doğal dünyayı çalışmalarına aktarıyor. Simão’nun resimleri anımsatıcı ve gerçeküstü, iç ve dış mekanları birleştiriyor ve renklerle tanımlanamaz dünyaları aktarıyor.

Stephanie Temma Hier

Stephanie Temma Hier’in eğlenceli çalışmaları; balıkları, sebzeleri, tahılları, çiçekleri ve meyveleri içerirken: tükettiklerimizi, doğal kökenleri hatırlatarak aktarıyor. İşlerinde aynı zamanda; deniz ürünleri, limon, kabak ve Çin lahanası gibi resimlerini fantastik, genellikle seramik heykellere dönüştürerek, çeşitlendiren bir sanatçı. Çalışmalarında, karnabahar tablosunun bir brokoli çerçevesi ile uzaylıya dönüşmesi ya da kızarmış seramik yumurtaların papatya tarlasını yansıtması izleyiciye duyusal bir deneyim yaratıyor.

Annie Lapin

Annie Lapin, anlaşılması zor manzara resimleri ile tanınan bir sanatçı. İşleri anlık görüntüleri sunarak kafa karıştırıcı etkilere neden olabiliyor. Gölgeli formlar, Ed Ruscha benzeri gökyüzü ve yemyeşil ağaç tepeleriyle dolu manzaraları estetik hatalarla sunarken, kolaj benzeri resimleri rüya etkisiyle sunuluyor. Çalışmalarının içerdiği kaos ve belirsizlik, doğaya dönüş temasını COVID-19 dönemiyle uyumlu hale getirmiyor değil.

RENKLİ KALEM ETKİSİ

COVID-19 döneminin sanatçılara olan etkilerinden biri de, birçok sanatçının deneysel uygulamalarının aksaması oldu. Sosyal mesafe önlemleri kapsamında, çoğu stüdyo ve ortak çalışma alanlarında güvenli bir şekilde çalışmak mümkün olmuyor. Hatta bazı sanatçılar, seyahat kısıtlamaları nedeniyle kendilerini yabancı ülkelerde mahsur buldu. Yaratıcı kalabilmek için, birçok sanatçı ellerinde olanlarla yetiniyor. Her zaman çok yönlü, erişilebilir ve kolayca taşınabilir renkli kalemler, görünüşe göre sanat alanında bir trende dönüştü.

Renkli mum boya kalemleri, MÖ 500’lü yıllardan beri varlığını sürdürürken; bildiğimiz haliyle renkli kalemler, yazılı kopyaları işaretlemek ve kontrol etmek için kullanıldıkları 19. yüzyıla kadar icat edilmemişlerdi. Yıllar sonra, Faber-Castell gibi şirketlerin sanatçı sınıfı 60 renkli setler üretmesiyle, bu malzeme sanatsal kullanım için kabul edildi. Oldukça geleneksel bir araç olmasına rağmen, renkli kalem, geniş grafik olanakları ve pratikliği nedeniyle bugün çalışan birçok sanatçının tercihlerinden biri.

Skye Volmar

Skye Volmar (@skyevolmar) - PAPER

Skye Volmar’ın baş döndüren portreleri ve çiçek çizimlerinde; renkli kalem tek bir çerçeve içinde odağın içinde ve dışında dalgalanan hareketleri göstermek için kullanılıyor. Bu saykodelik kompozisyonlar sanki sürekli hareket halindeymiş gibi görünüyor. Volmar, eserlerinde “Kendimizi içeriden, dışarıdan veya etrafımızdaki ve aradaki her şey olarak mı düşünüyoruz? Kendimizi tanımladığımız gibi ikimiz de miyiz? Yoksa ikisi de miyiz?” Başka bir deyişle, “Kendimizi mi seçiyoruz? Yoksa kendimiz mi seçiyoruz?” sorularına yanıt arıyor.

Sarah Ann Weber

Colored Pencil Revival | LaptrinhX / News

Renk ve farklı şekillerle dolu olan Sarah Ann Weber’in karışık medya çalışmaları, gerçeküstü bitkiler ve hayalet figürlerle sahneler oluşturmak için renkli kalem ve bazen sulu boya içeriyor. Pembe ve mor venüs sinek kapanları, dev eğrelti otları ve renkli kaktüs tarlalarıyla desenli Weber’in çizimleri büyümeyi ve entropiyi keşfederken genellikle Güney Kaliforniya’nın manzaralarını çağrıştırıyor. Weber, Circle Foundation For The Arts ile yakın zamanda yaptığı bir röportajda, çalışmalarını “bir serap görmenin halüsinasyon deneyimini beslemek” amacıyla ortaya çıktığını açıklıyor.

Lucile Gauvain

Grafik tasarımcısı olan Lucile Gauvain aynı zamanda bir illüstrator. Filmlerde çalıştığı dönemde, etrafını başka dünyalara ait setlerle çevrelediği zamandan alıyor ilhamını. Böylelikle fantastik ve gerçeklik arasındaki çizgiyi aşarak genellikle gerçeküstü ortamlarda sıradan aktiviteler yapan insanları konu alıyor. Zengin renk kullanımı ve ayrıntılara gösterdiği özen, sanatçının çizimlerine genellikle resimsel bir kalite kazandırıyor.

FİGÜRATİF RESİMLER

Geçtiğimiz on yıl içinde figüratif resim yeniden canlandı. Sanatçıların tasvirleri, zanaat ile birleşerek izleyici tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor ancak bu eğilim yeni değil. Paleolitik kilden yapılan; Venüs figürinlerinden antik Yunanistan’ın siyah figür çanak çömleklerine kadar, yüzyıllar süren sanat tarihi boyunca izlenebilen bir akım. Yine de günümüz sanatçıları; kültürel geçmişleri ve kişisel deneyimlerini, insan formu aracılığıyla aktarmak için geçmişten gelen tekniklerini kullanarak kimliklerini yeni yollarla keşfediyor.

Sophia Narret

Sophia Narrett’ın peri masalı gibi duvar halılarında sınırlar belirsizdir. Kompozisyonlar nadiren dikdörtgen şeklindedir ancak sanatçı genellikle sınırsız karakterlerle iç ve dış mimariyi birleştiren renkli sahneler yaratır.

Suchitra Mattai 

Tarih nedir ve mit nedir? Sömürülen emekçilerin genellikle seyrek olduğu ve tüm kültürlerin kâr amacıyla çıkarıldığı eski kolonilerde, sınırlar belirsiz olabilir. Çok sayıda Hint-Karayip işçisine ev sahipliği yapan eski İngiliz kolonisi Guyana’da doğan Suchitra Mattai, sömürge tarihlerini sorgularken karışık medya işleri aracılığıyla kişisel hafızaya değiniyor. Sık sık sarilerin cesur desenlerini ve renklerini kültürel öneme sahip diğer nesnelerle birleştirmesiyle öne çıkan bir sanatçı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir